Перевод: со всех языков на все языки

со всех языков на все языки

gitmek üzere kalktı

  • 1 üzere

    1) um... zu
    gitmek \üzere kalktı er stand auf, um zu gehen
    2) bir şeyi yapmak \üzere olmak dabei [o im Begriff] sein, etw zu tun
    konuklar gitmek \üzere die Gäste sind im Aufbruch begriffen
    3) ( gibi) wie
    4) derhal geçerli olmak \üzere mit sofortiger Wirkung
    saklı kalmak \üzere unter Vorbehalt
    5) görüşmek \üzere! auf Wiedersehen!
    yakında görüşmek \üzere! bis bald!

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > üzere

  • 2 üzere

    üzere konj um … zu; wie; … wovon; falls, unter der Bedingung, dass …;
    -mek üzere olmak im Begriff sein, zu …; gerade;
    Beispiele gitmek üzere kalktı er stand auf, um zu gehen;
    yukarda yazıldığı üzere wie oben beschrieben;
    ikisi kız olmak üzere üç çocuğu var sie hat drei Kinder, von denen zwei Mädchen sind;
    gelmek üzere er kommt gleich

    Türkçe-Almanca sözlük > üzere

  • 3 kalkmak

    kalkmak <- ar>
    vi
    1) aufstehen, sich erheben
    bu sabah erken/geç kalktım heute Morgen bin ich früh/spät aufgestanden
    gitmek üzere kalktı er stand auf, um zu gehen
    ters [o sol] tarafından \kalkmak ( fam) mit dem linken Bein zuerst aufstehen
    2) ( tren, otobüs) abfahren; ( uçak) abfliegen, starten; ( vapur) ablegen
    istim üstünde \kalkmak eisenb dampfend abfahren
    3) depara/finişe \kalkmak zum Spurt/Endspurt ansetzen
    4) yasak kalktı das Verbot wurde aufgehoben

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > kalkmak

  • 4 um

    um [ʊm]
    1) ( räumlich)
    \um... ( herum) etrafında; ( in der Nähe) yakınında;
    sie ging \um den Tisch ( herum) masanın etrafında döndü;
    er hat gern Freunde \um sich dostlar arasında bulunmaktan hoşlanır;
    \um die Ecke gehen köşeyi dönmek;
    die Gegend \um Freiburg Freiburg'un çevresi;
    sie schlug \um sich dövündü
    2) ( bei Uhrzeit) -de;
    \um drei Uhr saat üçte
    3) ( ungefähr) sularında;
    sie kommt so \um den Fünfzehnten ayın on beşi sularında geliyor [o gelecek]
    4) ( vorüber)
    die Zeit ist \um zaman bitti
    es verging Woche \um Woche üzerinden haftalar geçti, haftalar akıp geçti
    6) ( Differenz)
    sie ist \um ein Jahr älter o bir yaş daha büyüktür;
    die Ausgaben \um 10% senken harcamaları yüzde 10 indirmek
    es geht \ums Geld konu parayla ilgili
    8) ( wegen)
    \um keinen Preis hiçbir surette
    sich \um etw streiten bir şey yüzünden kavga etmek
    sich \um jdn kümmern biriyle ilgilenmek [o meşgul olmak]
    II präp;
    \um... willen aşkına, uğruna, için;
    \um Himmels willen! aman tanrım!;
    \um Gottes willen! Tanrı aşkına!, Allah aşkına!, Allah rızası için!, Allah'ını seversen!
    1) ( final)
    \um... zu üzere,...mek için;
    er stand auf, \um zu gehen gitmek üzere kalktı
    2) ( konsekutiv)
    er ist klug genug, \um seinen Fehler zuzugeben hatasını kabul edecek kadar akıllıdır
    IV adv ( ungefähr) aşağı yukarı;
    der Tisch kostet \um die zweihundert Euro ( herum) masanın fiyatı aşağı yukarı iki yüz euro, masanın fiyatı iki yüz euro cıvarında

    Wörterbuch Deutsch-Türkisch Kompakt > um

См. также в других словарях:

  • kalkmak — nsz, ar 1) Gitmek üzere yerinden ayrılmak Niye kalktınız, biraz daha otursaydınız. 2) den Oturma durumundan dik duruma gelmek, doğrulmak Annem yerinden kalktı, yanıma geldi, bir kolunu uzatarak omzuna doladı. H. Z. Uşaklıgil 3) den Uyanarak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»